ÇATIŞMALAR ÖNLENİRDİ
Üniversitenin, Mısır'daki ünlü El Ezher Üniversitesi'ne eşit düzeyde olacağını vurgulayan Bulaç, 'Böyle bir projenin birkaç sebebi var; Müslümanlar'la Hıristiyanlar'ın, Türkler'le Kürtler'in ve Araplar'ın ayrıca mezhepsel çatışmaların önüne geçmek. Bediüzzaman, çatışmaların askeri yöntemlerle bastırılmasının çözüm olamayacağını, ancak kültürel yollarla üstesinden gelinebileceğini savunmuştu. Abdülhamit onay vermedi. Mustafa Kemal ilgilendi ama ayaklanmalar nedeniyle gündemden düştü. O proje gerçekleşseydi bugün içinde bulunduğumuz sorunlar için de çözüm olurdu. Ne yazık ki günümüzde Nurculuk ve Bediüzzaman ifadeleri negatif algılanıyor. Oysa Bediüzzaman hep siyasetten uzak durdu. Artuklu Üniversitesi'nin böyle bir enstitü kurması, bir adım olması açısından önemli' diye konuştu.

'Nur' kürsüsü için geç kalındı
ÇAĞIN Vicdanı, Bediüzzaman adlı kitabın yazarı Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise şunları söyledi: Said Nursi'nin ilginç kişiliği var ve Türkiye'de psikolojik savaş kurbanı olarak yanlış anlaşılan bir kişi. Kitabı yazarken sadece Türkiye değil dünya çapında bir kişilikle karşı karşıya kaldım. Hakkında araştırma yapılması lazım, araştırma yapılacak yerler de üniversitelerdir. Siyasetle ilgilisi olmadığı halde bu derece propagandayla yanlış tanınıyor, Şeyh Sait'le karıştırılıyor. Bu kişiliğin tanınmasında Türkiye geri kalıyor. Çeşitli dünya üniversitelerde hakkında doktora tezleri yazılıyor. Hakkında 50'ye yakın kitabı var. Türkiye'de politik bilimlerle, din bilimleriyle birlikte üniversite kurmaya çabalamak. O yüzden kürsü kurulmasını geç kalınmış bir durum olarak görüyorum.

AKŞAM