Prof. Dr. Nevzat Tarhan “Yalanı beyinde görüntüleme çalışmaları yapıyoruz.”
Yalan, ilk kez bilimsel bir sempozyumun konusu oldu. Üsküdar Üniversitesi ve Üsküdar Belediyesi birlikteliğiyle, Prof. Dr. Sevil Atasoy koordinatörlüğünde düzenlenen Üsküdar Üniversitesi I. Adli Bilimler Sempozyumu’nda konunun uzmanları “yalan” konusunu her yönüyle tartışmaya açtılar.
Sempozyumda konuşan Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yalanın beynin kısa devresi olduğunu, zeki insanların yalan söylemede başarılı olduklarına dikkat çekti. Prof. Dr. Tarhan, Üsküdar Üniversitesi’nin yalanı beyinde görüntüleme çalışmaları için yalan makinesi üretme çalışmaları yaptığını da belirtti.
Üsküdar Üniversitesi Merkez Kampüs Nermin Tarhan Konferans Salonunda iki gün sürecek sempozyum, Türkiye de ilk kez yalanı bilimsel olarak her yönüyle tartışmaya açtı.
Sempozyumun açılış konuşmalarını Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Nevzat Tarhan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevil Atasoy, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, İstanbul Toplum Destekli Polislik Şube Müdürü Leman Süheyla Soylu yaptı.
Türkiye’de Adli Bilimler çalışmalarının uzun zamandır sürdüğünü, ancak yurt dışında olduğu gibi ülkemizde bir lisans eğitiminin bulunmadığını kaydeden Prof. Dr. Sevil Atasoy, ilk kez Üsküdar Üniversitesi’nin bu konuda çalışmalar yaptığını söyledi.
Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen de yalanın toplumun bir gerçeği olduğunu ancak sevgi, saygı ve güvene dayanan insan ilişkilerini bozduğunu, insanları birbirine düşürüp büyük kavgalara yol açtığını söyledi. Yalanla mücadele için herkese görev düştüğünü, en önemli mücadelenin de ailede başladığını kaydeden Türkmen “Ailede ebeveyn yalan söylerse çocuk da yalanı öğrenir, yalanın toplumsal boyutu bizi ilgilendiriyor, biz gençlere ve çocuklara doğru rol model olursak yalanın kötülüklerini önleyebiliriz” dedi.
Prof. Dr. Tarhan: “Yalan beynin kısa devresidir mutlaka ortaya çıkar”
Sempozyumda ilginç bir sunum yapan Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise yalanın mutlaka er ya da geç ortaya çıktığını, yalan söyleyen kişilerin yakalandığını belirterek yalana başvurulduğunda, normal işlevini yapan beynin, yalanla birlikte kısa devre yaptığını söyledi.
Tarhan şöyle konuştu:
“Yalan mutlaka ortaya çıkar, yalanı başarıyla saklayanlar genelde çok zeki insanlardır. Yalancının zeka seviyesi düşükse zaten başarılı yalan söyleyemez. Yalan beyin taramalarında ortaya çıkmaktadır. Şizofren hastası ve normal kişilerin beyinleri görüntülendiğinde farklı oldukları görülür. Araştırmaların ortaya koyduğu bazı gerçekler var. Örneğin, beyinde iyi ve kötü gen vardır. Çocuklarda bulunan yaramazlık, hiperaktivite geni çocuğun farklı davranmasını sağlıyor. Bu gene sahip çocuğu ileride yalan söylediği için suçlamak bir bilimsel tartışma konusudur. Bu genin etkisini iyi yöne çevirmek için çocuğu spora ya da eğitimle farklı yönlere dikkatini çekmek gerekir. Kişide bağımlılık geni varsa bu beyni etkileyecektir. Yalan söyleme alışkanlığı, uyuşturucu kullanma gibi. Bunlar beyni etkiliyor. Bu kötü genleri iyi genlere dönüştürebiliriz. Bunun için küçük yaşta eğitim verebiliriz. “
Yalan makinası için çalışıyoruz
Yalanın tespiti için çeşitli yöntemler ve yeni gelişmeler olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tarhan, yalanın, yalan makineleri tarafından veri ile tespit edildiğini belirterek şunları söyledi:
“Yalan beyin sinyalleri, cilt ısısı, cilt ıslaklığı, kalp atışları ve solunum sayıları ile tespit edilebiliyor. Biz Üsküdar Üniversitesi olarak tüm bu 5 veriyi bir arada toplayan bir makine için uğraşıyoruz. Yalan söylemek strese yol açtığı için genel vücut sağlığına da zararlı.”
Çok sayıda uzmanın katıldığı ve iki gün sürecek sempozyumda, “Kurumsal görüşmelerde mülakat teknikleri, sosyal psikoloji açısından yalan, yalan tespitinde gelecek uygulamaları neler olacak, sahte deliller ve yalan, dijital yalanlar ve tespiti” gibi yalana dair birçok konu ele alınacak.
Katılımın ücretsiz olduğu sempozyumu toplum destekli polis memurları da eğitim amaçlı izliyor. Sonunda katılımcılara sertifika da verilecek.
Okunma : 7960