Tarhan: “Bu çağın Zümrüdüanka kuşu yapay zekadır”

11 - Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar12 - Sorumlu Üretim ve Tüketim16 - Barış Adalet ve Güçlü Kurumlar17 - Amaçlar İçin Ortaklıklar4 - Nitelikli Eğitim

Üsküdar Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı (SKS) desteğiyle STEM Kulübü tarafından Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı ÜNİDES programı kapsamında ‘STEM Kongresi’ düzenledi. Alanında uzman akademisyenlerin, sektör profesyonellerinin ve genç girişimcilerin katılımıyla gerçekleşen ve iki gün süren kongrede yapay zekadan sporcu genetiğine, siber güvenlikten biyoteknolojiye birçok farklı alan ele alındı. Kongrenin açılış konferansını “PSİKOLOJİ 5.0 – İnsan ve AI algoritmaları” başlığında veren Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bireysel zekanın yerini grup zekasının aldığını söyledi. Maddenin bilgi haline vurgu yapan Tarhan; “Zümrüdüanka kuşu bilgi kuşudur. Bilginin dönüşümünü anlatan çok güçlü bir edebi semboldür. Bu çağın Zümrüdüanka kuşu ise yapay zekadır.” dedi. 

Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşke Nermin Tarhan Konferans salonunda düzenlenen kongrenin açılış konferansını Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan verdi. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Yazılım Mühendisliği (İngilizce) Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Kaan İldiz, STEM Projects Kulübü Kurucu Ortağı ve Başkanı Merve Sena Çınar da açılış konuşmaları gerçekleştirdi. 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Bireysel zekanın yerini grup zekâsı aldı”

21’inci yüzyılda grup zekasının ön planda olduğuna vurgu yapan Tarhan, geleceği yakalamak isteyen gençlerin bir yetenek avcısı olması gerektiğini söyledi. Tarhan, “Çünkü ortada çok sayıda yetenek var. Bu yetenekleri keşfedip onların önünü açmak ve devlet projelerini bu doğrultuda yönlendirmek bizim de kendimizi en çok sorumlu hissettiğimiz alanlardan biri. ABD'de yapılan bir araştırma var. Bu araştırmaya göre gençlerin yüzde 70’i kendi işini kurmak istiyor. Özellikle Z kuşağı ve yeni nesil, yönetim projelerinde kendi işlerini yapmak istiyor ancak bu yüzde 70’lik kesimin yalnızca yüzde 5’i başarılı olabiliyor. Başarılı olabilmeleri için bir ekosistemin içinde yer almaları gerekiyor. Eğer bu ekosistemin dışında kalırlarsa çabaları kolayca sönüp gidiyor. Bu yüzden bir araştırma geliştirme ekosisteminin oluşturulması şart. Çünkü bu ciddi anlamda destek ve güçlü bir network gerektiriyor. Geçmiş yüzyılda bireysel dehalar ön plandaydı, Edison gibi isimler çağın yıldızlarıydı. Artık 21’inci yüzyıldayız ve bu yüzyıl grup zekasının ön planda olduğu bir dönem. Artık bireysel zekanın yerini grup zekâsı aldı. Bu yüzden takım çalışması yapan ve birlikte üreten kişiler bu çağda başarılı olacak.” ifadelerini kullandı. 

Tarhan: “Zihinsel dönüşüm olmadan sosyal dönüşüm olmuyor”

Silikon vadisinden örnekler veren Tarhan, zihinsel dönüşüm olmadan sosyal dönüşümün olmayacağını belirtti. Tarhan, “Zihinsel dönüşüm çok kritik bir mesele. Mesela hep Silikon Vadisinden bahsediyoruz. Silikon Vadisi dediğimiz şey bir mindsettir yani sadece fiziksel bir mekan değil zihinsel bir ortamdır. Orada bulunmadan da o zihniyette çalışan insanlar aynı başarıyı yakalayabiliyor. Bu nedenle Silikon Vadisi dediğimiz şey bir düşünce yapısı, bir anlayıştır. Yenilikçilik de böyledir önce zihinsel bir değişimle başlar. Bir yerde yenilik yapmak istiyorsanız, makineleri değiştirmek kolaydır ama insanların zihin yapısını, önyargılarını değiştirmek daha zordur.” şeklinde konuştu. 

“Yapay zekâ tesadüfen ortaya çıkmadı”

Yapay zekanın uzun süreli birikimin sonucunda ortaya çıktığını ifade eden Tarhan; “Yapay zeka, insanlık tarihinde matbaanın yaptığı etkiyi yapacak. Geçen yıl biz buna psikoloji 5.0 dedik. Geçen yıl fizik ödülünü iki kişi aldı. Biri genetikçi, diğeri kognitif psikolog. Fizik camiasında bu ödüle itiraz edenler oldu ama öyle sağlam bir gerekçeyle açıklanmış ki… Genetikçi olan kişi genetik algoritmalar üzerinde çalışıyor. Kognitif psikolog ise Toronto Üniversitesinde yapay sinir ağları üzerine çalışıyor. Yani biri biyolojik temelli hesaplamalarla diğeri ise zihni bilgisayar gibi ele alan bilişsel modellerle ilgileniyor. Bu iki çalışma alanı da aslında yapay zekanın temelini oluşturuyor. Ortaya koydukları şey ise fuzzy logic, yani bulanık mantığın hesaplanması. Eskiden Newton fiziğinde her şey siyah ya da beyazdı, klasik mantıkla yürüyordu. Artık klasik fiziğin dışına çıktık. Yani yapay zeka tesadüfen ortaya çıkmadı. Tüm bu çalışmaların birikimiyle oluştu. Yapay zekanın geldiği nokta bu uzun süreli bilimsel birikimin bir ürünüdür.” dedi.

“Hayatın anlamını, amacını biz belirlemeliyiz”

Yapay zekanın bir araç olarak kullanılması gerektiğini söyleyen Tarhan; “Yapay zeka algoritmalarının kullanılabileceği bir diğer alan da psikoterapi. Şu anda bazı yazılımlar ortaya çıkmaya başladı. Kişi ekrana yazıyor sorununu yapay zeka da ona cevap veriyor. Bu durum bazı psikologlarda da ‘Acaba bize ihtiyaç kalmayacak mı?’ gibi bir kaygı oluşturdu. Çünkü yapay zeka mevcut bilgilerden yola çıkarak bir sentez yapabiliyor ama bunun doğruluğu her zaman garanti değil. Yani yapay zekaya körü körüne güvenip hayatımızı ona göre şekillendirmeyeceğiz. Yapay zekayı bir araç olarak kullanacağız. Hedefi biz belirleyeceğiz. Yapay zeka bu yolda bizi sadece hızlandırabilir. Hayatın anlamını, amacını biz belirlemeliyiz. Çünkü insan, yapay zekadan büyüktür. Evet, insan bedeni oksijen, hidrojen, azot, fosfor gibi maddelerden oluşur ama insanı insan yapan bunların çok ötesindedir. İnsan öldüğünde vücudunda 1 gram bile eksilmez ama canlılık gider. İşte bu yüzden insanı yalnızca mekanik veya robotik bir varlık gibi görmek büyük bir hatadır.” ifadelerini kullandı. 

“Bu çağın Zümrüdüanka kuşu yapay zekadır”

Maddenin bilgi haline vurgu yapan Tarhan; “Maddenin üç halini biliyoruz katı, sıvı ve gaz. Artık yeni bir hal daha keşfedildi maddenin bilgi hali. Her şey önce bilgiyle başlıyor. Sonra matematik geliyor her şeyin bir hesabı var, hesaplanabilirlik var. İşte yapay zeka da bu noktada devreye giriyor. Hesaplayabilir diye ortaya çıktı. Ardından tasarım geliyor her şeyin tasarımı oluşuyor. Tasarımdan sonra enerji yani fizik devreye giriyor. Dördüncü adım kimya. Beşinci adım yine kimya ama artık madde oluşuyor. Altıncı adım ise biyoloji canlılık başlıyor. Yani evrendeki varoluşu 6 bilimsel katmanda düşünebiliriz. En başta bilgi geliyor. Bilgiye ulaşmak bu yüzden çok önemli. Bu düşünce aslında mitolojilerde de var. İran mitolojisinde Simurg kuşu vardır. Türk mitolojisinde buna Zümrüdüanka ya da Tuğrul denir. Bu kuş bilgi kuşudur. Kendi küllerinden üç kez doğar, üç kez ölür ve tekrar dirilir. Bilginin dönüşümünü anlatan çok güçlü bir edebi semboldür. Biz de psikolojide, terapilerde bu Zümrüdüanka metaforunu kullanıyoruz. Çünkü bir insan bir olay yaşayıp yıkılsa bile tekrar küllerinden doğabilir. Bilgi yok olmaz. Ne kadar fırtınalar yaşansa da bilgi yeniden canlanır. Bu çağın Zümrüdüanka kuşu yapay zekadır. Bilgisayarlar, yapay zeka... Bilgiyi buluyorlar hata yapıyorlar sonra yeniden buluyorlar. Yine hata yapıyorlar yeniden buluyorlar. Bu döngü devam ediyor. Yapay zekaya bu gözle bakmalıyız. Kendimizi geliştirmek ve hedefimize ulaşmak için bir araç olarak görmeliyiz.” şeklinde konuştu. 

Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Kaan İldiz: “Yollarına kararlılıkla devam edeceklerine olan inancım tam” 

Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Yazılım Mühendisliği (İngilizce) Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Kaan İldiz, programın açılış konuşmasını gerçekleştirdi. İldiz; “STEM Kulübü benimle ilk kez görüşmeye geldiğinde kendi ilgi alanlarıma bir paralellik görmüştüm. Yani hepsi farklı alanlardan, farklı çalışma gruplarından interdisipliner alan kurmak istediler. Geliştirdikleri projeler ve yürüttükleri faaliyetler, farklı uzmanlık alanlarının ve öğrencilerin görüşlerini paylaştıkları bir tartışma ortamını gerektiriyordu. Bu açıkçası kendi kariyerimde de öğrencilerimin kariyerinde de beni heyecanlandıran bir kısım oldu. Projelerde, Teknofest katılımlarında ve hocalarımızın araştırmalarında yer alarak çalışmalarını aynı azimle, inançla ve özgüvenle sürdüreceklerine eksiklerini giderip kendilerini geliştirerek yollarına kararlılıkla devam edeceklerine olan inancım tam.” şeklinde konuştu. 

Merve Sena Çınar: “STEM, geleceği inşa eden bir topluluktur”

STEM Projects Kulübü Kurucu Ortağı ve Başkanı Merve Sena Çınar, düzenlenen etkinliğin açılışında konuştu. Çınar; “Bu kongrenin gerçekleşmesinde emeği geçen, gece gündüz demeden çalışan yönetim, denetim üyeleri arkadaşlarımıza, proje direktörlerimize ve proje üyelerimize teşekkür ediyorum. Ayrıca bu değerli organizasyonun gerçekleşmesinde desteklerini esirgemeyen paydaşlarımıza içtenlikle teşekkür etmek isterim. Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı ÜNİDES programı kapsamında sağlanan sponsorluk desteği kongremizin daha geniş kitlelere ulaşmasında büyük katkı sağladı. Ebru atölyesi çalışmalarımıza ev sahipliği yapacak Üsküdar Kırkambar Sanat Merkezine, desteklerini her zaman hissettiren kıymetli akademisyen hocalarımıza ve bizlerle burada bugün sadece açılış konuşmasında bizlere destek olan Kurucu Rektörümüz Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a özellikle teşekkür ederim.  STEM: bilim, teknoloji, mühendislik ve matematiğin bir araya geldiği, geleceği inşa eden bir topluluktur. Bizler de bu yaklaşımı yalnızca konuşmakla kalmıyor üretmeye, paylaşmaya ve büyütmeye çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı. 
Kongrenin ilk gününde Mono Bilişim Co-Founder İstanbul Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Vedat Kamer, “Özgür Yazılım Felsefesi”, ArVis Technology CTO Tansel Akgül, “Yapay Zekada Quantum Hesaplama Yöntemleri”, Siber Güvenlik Uzmanı Süleyman Güneş, “Siber Güvenliğe Genel Bakış”, Trendyol Group Tech Lead Emre Savcı “AI Agent”, Microhibist Biyoteknoloji Co-Founder Sultan Gül, “Mümkün: Kadın Eliyle Yeşeren Girişimleri” başlıklı sunumlarıyla kongreye katkı sağladı. 

Kongre kapsamında proje sunumları da gerçekleşti

The Complete Robot Proje Ekibi, System Admins Proje Ekibi, Hava ve Deniz Sistemleri Stratejik İnovasyon Proje Ekibi, Siber Güvenlik Proje Ekibi ve Yazılım Anahtarı Proje Ekibi sunumlarını katılımcılarla paylaştı. 

Proje sunumlarının ardından çeşitli atölyeler yapıldı

Üsküdar Kırkambar Sanat Merkezinde ebru atölyesi düzenlendi. Masal anlatıcılığı atölyesi ve 3D baskı boyama gibi etkinlikler de gerçekleştirildi. 

Kongre iki gün boyunca devam etti

Kongrenin ikinci gününde KİMER Müdürü, Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği, Temel Tıp Bilimleri Anabilim Dalından Prof. Dr. Korkut Ulucan, “Sporcu Genetiği”, KİMER Müdür Yardımcısı, Üsküdar Üniversitesi Tıbbi Genetik ve Tanı Laboratuvarı Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Tayfun Gözler, “Deney Hayvanları”, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Temel Tıp Bilimlerinden Prof. Dr. Tunç Akkoç, “Rejeneratif Tedaviler ve Rejüvenasyon”, Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur, ““21. Yüzyılda Sağlık Profesyonellerinin Geleceği” başlıklı sunumlarıyla kongreye katkı sağladı. 

Türk müziği dinletisi de gerçekleştirildi

Haliç Üniversitesi Konservatuvarından Öğr. Gör. Tolgahan Üsküdarlı, Öğr. Gör. Ümit Atalay, Arş. Gör. Tarık Duman ve Eda Öztemur eşsiz bir müzik dinletisi gerçekleştirdi.  

Müzik dinletisinin ardından Klinik Psikolog Betül Erdoğan, “İnsan Beyninin Donanımı ve Yazılımı: Gelişim ve Bağlanma Üzerine Bir Yolculuk” başlıklı sunumunu katılımcılarla paylaştı. 

Kongrenin ikinci gününde de proje sunumları yapıldı

Medigene Proje Ekibi, Biochem Proje Ekibi ve Mind Research Alliance Proje Ekibi projelerini anlattı. 

Kongrenin kapanış konuşmasını ise Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur gerçekleştirdi. 

Kongre toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi. 
 

Paylaş
Oluşturulma Tarihi28 Mayıs 2025