Sağlıklı İlişkiler, Güçlü Evlilikler için Pilot proje Dilovası’nda başladı
Üsküdar Üniversitesinin bilimsel danışmanlığında, Kocaeli Dernekler Federasyonu yürütücülüğünde, T.C. İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen ve Dilovası Kaymakamlığı ile Dilovası Belediyesinin paydaşlığında yürütülen “Sağlıklı İlişkiler, Güçlü Evlilikler” Projesinin açılış programı gerçekleşti. Proje kapsamında Aile Akademisinin açılışı törenle gerçekleştirilirken, bu kapsamda evlenecek çiftler, yeni evli çiftler ve ailelere yönelik farkındalık çalıştayları, seminerler ve bireysel desteklerin verilmesi hedefleniyor. Program açılışı kapsamında Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ile “Son Sığınak Aile” başlıklı söyleşi gerçekleştirildi. Ailenin güven yuvası olduğunu vurgulayan Tarhan, genç çiftlere sevgi, saygı ve iletişimin evlilikteki önemine dair çok önemli tavsiyelerde bulundu.
Dilovası Belediyesi Ercan Dalkılıç Kültür Merkezinde düzenlenen açılış programına Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Dilovası Belediye Başkanı Ramazan Ömeroğlu, Kocaeli Dernekler Federasyonu Başkanı Uzm. Aile Danışmanı Bahriye Gürpınar Geredeli, Üsküdar Üniversitesi Genç Beyinler Akademisi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve Toplumsal Katkı Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Nebiye Yaşar ve Gazeteci Şaban Özdemir başta olmak üzere kurum müdürleri, belediye meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı.
Dr. Öğr. Üyesi Nebiye Yaşar: “Sevgiye yapılan en büyük yatırım anlamak ve anlaşılmaktır”
Programın ilk konuşmasını Üsküdar Üniversitesi Genç Beyinler Akademisi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve Toplumsal Katkı Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Nebiye Yaşar gerçekleştirdi. Yaşar, Sağlıklı İlişkiler Güçlü Evlilikler Projesinin sunumunu yaptı. “Aile kurumunun sağlıklı temellere oturması ve topluma örnek olması için Dilovası’nda Aile Akademisi kurulmuştur. Üsküdar Üniversitesinin değerli kurucu rektörü ve akademik danışmanımız Nevzat Tarhan hocamız, çalışmalarımıza bilimsel destek veriyor. Kendisine çok teşekkür ediyoruz. Projemiz ‘Sağlıklı İlişkiler Güçlü Evlilikler’, İçişleri Bakanlığı ve Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü desteğiyle bir yıl boyunca yürütülecek. Hedefimiz evlenecek çiftler, yeni evli çiftler, evlilik öncesi danışmanlık almak isteyen bireyler ve aile danışmanlarını kapsayacak şekilde ailelerin iletişim ve farkındalıklarını güçlendirmek. Faaliyetler arasında aile farkındalık çalıştayları, interaktif seminerler, bireysel destek ve terapiler, Ailenin Sesi programı ile örnek aile hikayelerinin paylaşımı yer alıyor. Ayrıca Dünya Aile Günü etkinlikleri ve kültür gezileri ile projenin etkisi artırılacak. Proje, Üsküdar Üniversitesinin bilimsel danışmanlığında Kaymakamlık, Belediye ve tüm ilgili müdürlüklerle iş birliği içinde yürütülmektedir. Biz inanıyoruz ki, sevgiye yapılan en büyük yatırım anlamak ve anlaşılmaktır.” ifadelerini kullandı.
Ramazan Ömeroğlu: “Çalışmamızın hayırlara vesile olmasını diliyorum”
Ardından, Dilovası Belediye Başkanı Ramazan Ömeroğlu, programın açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Ömeroğlu; “Dilovası Belediyesi olarak paydaş olmaktan büyük mutluluk duyduğumuz bu anlamlı projenin ilçemize hayat bulması bizler için çok derin bir anlam taşımaktadır. Aile kavramının güçlenmesi, eşlerin birbirleriyle olan münasebetlerinin pekişmesi ve aile içi şiddetin en aza indirilmesi hatta ortadan kaldırılması noktasında büyük bir önem arz eden çalışmamızın hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyor, katılımlarınızdan dolayı her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum.” şeklinde konuştu.
Bahriye Gürpınar Geredeli: “Bu çalışmaların amacı, güçlü ve mutlu evliliklerin artmasıdır”
Kocaeli Dernekler Federasyonu Başkanı Uzm. Aile Danışmanı Bahriye Gürpınar Geredeli, programda selamlama konuşmalarını gerçekleştirdi. Geredeli; “Pilot bölge olarak seçilen Kocaeli Dilovası’nda açılan Aile Akademisinde öncelikle sözlü, nişanlı ve evlenmek üzere olan gençler ile evli çiftlerimize ücretsiz evlilik eğitimi verilecektir. Akademide ayrıca 25 yılı aşkın süredir evli olan çiftlerimize yönelik kaynaştırma çalışmalarıyla evliliğin önemi ve kolaylıkları anlatılacak aile hukuku, ailede maneviyat ve mahremiyet, aile içi şiddet, çocuk gelişimi ve aile sağlığı gibi konularda çalıştaylar düzenlenecektir. Bu çalışmaların amacı, boşanmaların ve aile içi şiddetin azalması, güçlü ve mutlu evliliklerin artmasıdır. Halis niyetle çıktığımız bu yolda Rabbim yolumuzu açık, emeğimizi bereketli ve işlerimizi rast getirsin. Bugün burada bizlere destek olan ve yalnız bırakmayan herkese şükranlarımı sunuyorum.” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan ile “Son Sığınak Aile” başlıklı söyleşi gerçekleştirildi. İnteraktif gerçekleştirilen söyleşinin moderatörlüğünü ise Gazeteci Şaban Özdemir üstlendi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Bu proje bir yolculuk ve bir amacı var”
İlk olarak projeye ilişkin görüşlerini paylaşan Tarhan; “Emeği geçen herkese teşekkür ederim. Bu proje bir yolculuk ve bir amacı var. Yol haritamıza uygun ilerlediğimiz sürece, tıpkı toprağa atılan bir tohum gibi sonuçlar hemen değil ama zamanla kendini gösterecek. Dokunduğumuz insanların hayatlarında önümüzdeki yıllarda güzel gelişmeleri görmek ümidiyle…” diyerek sözlerine başladı.
“Nüfusun düşmesi ciddi bir krizdir”
Toplumu koruyan üç temel normdan bahseden Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Birincisi kanunlar ve kurallardır. Toplumda kurallar yoksa kaos oluşur. Kanunlar önemli ama tek başına da yeterli değildir. Aile kanunlarla korunamaz. İkincisi sosyal normlardır. Sosyal ölçüler, değerler ve gelenekler toplumu korur. Birinci kale kanunlar ve kurallar, ikinci kale sosyal normlardır. Üçüncü kale ise aile yani iç kale ailedir. Aileyi kanunlar koruyamaz. Anayasamızda aileyle ilgili hükümler var ancak batıdan örnek alınan bazı uygulamalar farkında olmadan aileye zarar verebiliyor. İletişim çağının etkisi ve dünya elektronik köyü haline gelmemizle birlikte toplumdaki normlar da hızla değişti. Son 10-20 yılda aile normları da etkilendi. Toplumu ve aileyi koruyan üçüncü norm aile içindeki ilişkiler ve kurallardır. Bunu biz Anadolu irfanı veya gelenekler olarak adlandırıyorduk. Çocuklarımızı aile içinde bu değerler koruyordu aile sağlamdı ama bugün aile yapımız maalesef değişti. Doğurganlık hızı yüzde 1,5’in altına düştü. Oysa nüfusun mevcut seviyesini korumak için bu oranın en az 2,1 olması gerekiyor. 1,5’a düştüğünde 30 yıl içinde nüfus 80 milyondan 60 milyona gerileyecek. Bu ciddi bir krizdir. Onun için çok ciddi bir aile projesi yapıldı. Geç de olsa bir geleneklerimiz hala aile konusundaki duyarlılığımız devam ediyor…” ifadelerini kullandı.
“Aile bir güven yuvasıdır”
Sevginin dürüstlükle birleştiğinde güveni oluşturduğunu söyleyen Tarhan; “Aile bizim sığınağımızdır. İnsan, dışarıdaki hayatın fırtınalarına karşı gelip sığındığı alan olarak aileyi görür güvenli bir alandır. Eskiden aileye sevgi yuvası derdik ama artık anlaşıldı ki aile aslında bir güven yuvasıdır. Güvenin oluşması için sevgi gerekir ama sevgi tek başına yetmez. Sevgi artı dürüstlük eşittir güven. Sevgi tek başına karakteri olmayan bir insanda yeterli olmaz. Sevgi dürüstlükle birleştiğinde güven oluşur. Bu güvenli ilişkiler ve güvenli bağlanma için şarttır. Güvenli bağlanma günümüzde zayıfladı. Bunun nedeni küresel yaşam felsefelerinin değişimi. Haz odaklı bir yaşam felsefesi bize sunuluyor yani insanlar hayatı sadece döngüsel bir süreç gibi yaşıyor hesap verme duygusu olmadan. Böyle bir yaklaşım güç elde edildiğinde kişinin her şeyi yapabilmesine yol açabiliyor. Eski Yunan’da, hırsızlık yakalanmadıkça serbestmiş. Günümüzde de benzer bir kültür hakim gibi görünüyor. Bu, çıkar ve haz odaklı yaşam felsefesinin bir sonucu ve aile üzerinde olumsuz etkileri olan bir durum.” şeklinde konuştu.
“Evliliği en çok yıkan şey ego savaşlarıdır”
Dünyacılık anlayışının giderek yayıldığına dikkat çeken Tarhan; “Günümüzde bir yaşam felsefesi var. Yaşam amacını sadece dünya hayatı olarak gören bir anlayış yani dünyacılık. İnsan burada hiç hesap vermeden, ölmeyecekmiş gibi yaşamayı istiyor. Bu duygu önemli ama bunun yanında kişilerde bencillik, egoizm ve küreselleşmenin etkisi de büyük. Evliliği en çok yıkan şey ego savaşlarıdır. Başlangıçta romantik dönem kısa sürer balayı dönemi genellikle en fazla iki yıl sürer. Ondan sonra kişiler arasında güç ve kişilik savaşları başlar. Eğer insanlar bu dönemi akıllıca yönetir ve çözüm yolları öğrenirlerse, bu süreçten güçlenerek çıkabilirler ve bağlılık dönemi başlayabilir. Ancak çoğu zaman benim dediğim senin dediğin, benim param senin paran, benim ailem senin ailen gibi çatışmalar büyür. Evlilik parçalanır ve problem çözme gerçekleşmez. Bu sorunların temelinde egoizm, dünyacılık ve seküler yaşam felsefesi yatar. Bu değişen yaşam felsefesi aileye ciddi zarar verir. Eğer bunu düzeltmezsek, bireyi kökünden sağlıklı hale getiremeyiz.” dedi.
“Problemlerden korkarsak problem daha da büyür”
Problemlerin büyümenin bir parçası olduğunu söyleyen Tarhan; “Yanlışlar ve hatalar da büyümenin doğal bir parçasıdır. Hiç hata yapmayan bir eş bekliyorsanız evlenmeyin, mümkün değil muhakkak hata yapılacak. Evlilikte zaman zaman fırtınalar çıkar. Fırtına esecek, durmayacak aslan gibi kükrer ama sonra zarar vermez. Bazen kadın bazen erkek bu fırtınayı yaşatır ses tonu yükselebilir, gerginlik olabilir. Böyle durumlarda evlilik bir kayığa benzer. Kayıkta iki kişi kürek çekiyor biri yanlış çekerse kayık devrilme tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Eğer her iki taraf da hatalı kürek çekerse kayık kesin olarak devrilir. O yüzden biri hata yapıyorsa diğeri kayığın geleceğini düşünerek hareket etmelidir. Evlilikte fırtınalar yaşandığında karar verirken amaç birbirine hakim olmak veya boyun eğdirmek olmamalıdır. Önemli olan, ‘Ben nasıl davranırsam ailemin geleceği için en doğru olanı yapmış olurum?’ sorusudur. Evliliğin gemisinin geleceğine göre karar verildiğinde problemler çok daha kolay çözülür. Problemlerin yüzde 80’i, yüzde 20’si çözüldüğünde çözülmüş olur buna Pareto Yasası denir. Yüzde 100 problem varsa, yüzde 80’i yüzde 20’yi çözünce çözülür; çünkü yüzde 20’nin tekrarı geri kalan yüzde 80’i kapsar. Problem çözmek odaklı bir yaklaşım gerektirir. Bir hakim adaleti sağladığında bir hekim hastasını iyileştirdiğinde mutlu olur. Evde anne-baba da problemleri çözdüğünde mutlu olmalıdır. Problemlerden korkmayalım çözüm yollarını arayalım. Problemlerden korkarsak problem daha da büyür.” ifadelerini kullandı.
En kötüsü iletişimsizlik…
Aile içindeki üç türlü iletişimden bahseden Tarhan; “Birincisi sağlıklı iletişim, ikincisi çatışmalı iletişim üçüncüsü ve iletişimsizlik. En kötüsü iletişimsizliktir. Bu durumda taraflar birbirini dinlemeyi tamamen bırakır. Evdeki problemlere baktığımızda başlangıçta eşler birbirini sever ve evlilikleri uyumludur. Ancak zamanla kadın kendini çocuğa, erkek işine verir ve aralarında duygusal mesafe oluşur. Duygusal mesafe arttıkça psikolojik mesafe de açılır ve çiftler seslerini yükselterek iletişim kurmaya başlar bu da çatışmayı doğurur. Mutlu ailelerde ise üç temel unsur vardır sevgi, saygı ve ilgi. Bu üçünün birlikte olması gerekir. İlgi zayıfladığında sevgi ve saygı da sürdürülemez. Birlikte kaliteli zaman geçirmek çok önemlidir. Nebraska Üniversitesinde yapılan bir çalışmada mutlu ailelerin üç özelliği tespit edilmiştir. Birlikte zaman geçirmek için bilinçli çaba harcamak. Birbirlerine takdir, övgü ve onay sözlerini sık kullanmak. Hataları düzeltmeye çalışmak yerine, iyi şeyler yaptıklarında sahte veya yalan olmadan takdir etmek hadis-i şerifte de belirtildiği gibi, ‘Karı koca birbirinize lütufkar davranın.’ Manevi sorumluluk duygusu taşıyan aileler örneğin birlikte ibadet etmek gibi, bu da yaşam felsefesiyle ilgili bir faktördür. Aidiyet ve güven duygusu, sağlıklı ve ömür boyu süren ilişkiler için şarttır. Sevgi tek başına yeterli değildir sevgi artı iş birliği, uzun süreli sağlıklı ilişki ve aşkı getirir. Bunun için iş birliği, dürüstlük ve güven temel taşlardır.” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Düzenlenen açılış programı toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.
Proje kapsamında ilerleyen dönemde farklı ilçelerde de aile seminerleri, gençlere yönelik eğitim atölyeleri ve saha çalışmaları devam edecek.