Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Haber7'nin sorularını yanıtladı. Tarhan, depremzedelerin yaşadığı travmalarla ilgili değerlendirme ve tavsiyelerde bulundu.
TÜRKİYE ASRIN FELAKETİNİ YAŞADI. 7.7 VE 7.6 BÜYÜKLÜKTEKİ DEPREMLE SARSILDI. DEPREMİN MEYDANA GETİRDİĞİ TRAVMA VAR. BU TRAVMAYI NASIL OKUMAK GEREKİR?
Hayat bundan sonra depremden önce ve depremden sonra diye olacak. Sadece o bölgede değil bütün Türkiye’de ve böylede olması gerekiyor. Her travmanın tehdit boyutu vardır birde fırsat boyutu vardır. Bütün doğal afetlerde olduğu gibi bütün travmalarda da aynı kural geçerlidir. Şuanda bu akut döneminde tehdit boyutuna odaklandık. Travma sonrası olgunlaşma süreci vardır. Büyüme, geliştiren travma süreci vardır. Bu sürece 3 haftada giriliyor. 2-4 hafta şok dönemi vardır. Herkes büyük bir stres yaşadı. Kimileri şaşkınlaştılar, gerçeklerden koptular. Bazı kişiler agresifleşti bazı kişiler içine kapandı. Büyük bir göç yaşandı bölgede. Nüfusun 4’te 3’ü göç etmiş durumda bölgede. Bu unutulacak bir durum değil. Çocuklarda dâhil. Bu nedenle bu olayı biz ilk 7-14 gün anlamlandırma yapmayalım diyoruz. Çünkü sorgulama yapmak neden oldu demek suçlu aramak gibi durumlar ilk başta şok yaşayanları çok rahatsız eder. Travmaların aşılmasını engeller. Bunun için ilk başlangıçtaki dönemde böyle bir durumda kader demek anlamlandırmak demektir. İlk aylarda empati yapmak duygu paylaşmak önemli. Daha sonralar duruma göre 3-6-9. Haftalarda böyle durumlarda artık yavaş yavaş anlamlandırma yapılabilir. Ve burada deprem mi doğal afeti engelleyemeyiz ama doğal afetten yıkım oranını engelleyebiliriz ölüm oranını engelleyebiliriz tarzında bundan dersler çıkarmak gerekiyor. Birilerini sanık sandalyesine oturtmayı çok seviyoruz bunun yerine bizim buradan çıkaracak derslere odaklı düşünebilmek zihnimizi bu yöne yönlendirmek bizim için kazanım olacak. Hatta şunu söyleyeyim bir istatistik okudum Kocaeli depremindeki o ilin gayri safi milli hasılası 20 sene sonra şimdi artmış Türkiye’nin geneline göre yani oranın şok etkisi oradaki insanların kendilerini yenilemeye kamçılamış
BU KAMÇILAMANIN HEM TÜRKİYE HEM DE DÜNYADAN GELEN YARDIMLARIN, YARDIMLAŞMANIN BİRLİK BERABERLİKTE ETKİSİ OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLİR MİYİZ?
Kesinlikle. Yaraya pansuman yapmak ağrısını kesmek müthiş rahatlatır. Şok etkisini daha rahat geçirmesini sağlar. Biz toplum olarak bunu yaptık. Hatta dış basına da yansıdı. Tırlar deli gibi gidiyorlardı deprem bölgesine bu yabancı basında şaşkınlığa neden oldu. Aslında bizim toplumumuzda ki bu yardımlaşma refleksini gösteriyor.
NORMALLEŞME SÜRECİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR NELERDİR?
Böyle durumlarda insanın gücünün yettiği şey var yetmediği şey var. Kontrol edeceği şeyler var edemeyeceği şeyler var. Kişi bunun muhakemesini yapıp belirlemesi lazım. Bu doğal afeti engelleyemezsin bunu değiştiremezsiniz bundan sonra kabul et- yönet yöntemiyle yaklaşmak gerekiyor. Kabul edeceğiz böyle bir şey oldu ama birçok insan kabul edemiyor. Özellikle kayıplar çok travma yapıyor. Vefatı görüp defin işlemleri ve ritüelleri yaptıktan sonra kişi o durumu kabul ediyor. Bazen bazı durumlarda kaybı görmediği zaman kişinin beyni durumu kabul etmiyor. Kendi kendini ikna edemiyor. Kapı çalsa gelecek zannediyor devamlı. Bu kayıp vakaları en büyük travmadır. Kabul et yönet yöntemini kullanamayan kişilerde uzman yardımı gerekir. Özellikle 8 haftayı geçtikten sonra. 8 haftaya kadar bu acıyı yaşaması, travmanın ilk şok etkisini yaşaması kabullenici bir şey. O açıyı yaşamasında da fayda var zaten. O acıyı yaşamasa daha sonra suçluluk hissediyor. Yas yaşanacak ama karmaşa haline gelen yasa dönüşürse kronik yas haline gelir artık hayatı boyunca yüzü gülmeyen bir insan çıkar ortaya. Devamlı ağlamak isteyen ölmek isteyen insan ortaya çıkar. Depresif olur kişiler.
ŞU SIRALAR HEPİMİZDE YA DEPREM OLURSA YA ENKAZ ALTINDA KALIRSAM KAYGISI VE KORKUSU VAR. BUNUNLA NASIL MÜCADELE ETMEK GEREKİYOR.
Deprem iki türlü etki yaptı. Biri deprem korkusu ikincisi kaçınma davranışı. Böyle durumlarda o bölgedeki kişiler tık deseler hopluyorlar hemen. Çünkü deprem ile ilgili aşırı bir duyarlılık oluştu haklılarda şuanda. Genellikle 6-8 hafta bunu doğal kabul ediyoruz. 6-8 haftadan sonra fazla sürerse stres bozukluğu diyoruz kişi böyle durumlarda 2 ay önce olmuş olayı dün olmuş gibi yaşıyor. Flashback dediğimiz yeniden yaşantılar olur gözünün önünde film şeridi gibi geçiyor kişinin. Gece uyusa bile devamlı rüyasında giriyor. Uyumaktan korkuyor. Zaten bu depremde en çok bozulan şey uyku oldu. O bölgedeki insanların uyku bozuklukları çok oldu. Aslında herkesin böyle oldu. Ufak bir tıkırtıda uyanır hale gelindi. Devamlı oturup artık televizyon seyretmek çok sağlıklı değiş şu dönemde. Sadece bilgilendirecek ihtiyaç kadar seyredip ondan sonra günlük hayatımıza rutine dönmemiz gerekiyor. 1 aya yaklaşıyoruz hemen hemen böyle durumlarda bunu yapmazsak eğer bizi de kendi kendimize ikincil üçüncül travmalara sebep oluruz ve ruh sağlığımızı bozucu etki yapar.
BİRÇOK YARDIM EKİBİ DEPREM BÖLGESİNE GİDİYOR ORADA YARDIM EDERKEN HEPİMİZİN DİKKAT ETMESİ GEREKEN ORADAKİLERİN ONURUNU, GURURUNU, DUYGULARINI ZEDELEMEDEN NASIL YARDIM EDERİZ?
Orada o insanlara minnet duygusu uyandırmadan yardım yapabilmek önemli. Bunu yaptırmanın çeşitli şekilleri vardır. Göstere göstere yardım yapılmaz. Kişiler illa ben vereceğim o kişiye demek yerine oradaki resmi kurumlara verip onların vermesi daha doğru. Yardım ettikten sonra fotoğraf çektireceğim demek şuanda ego tatminidir. Oraya gidip fotoğraf çektirmeleri çok itici yanlış bir hareket yapıyorlar. Mış gibi gözükme hareketidir bunlar. Sadece görüntü verip umursamaz davranan tipler vardır. Bu ben merkezci bir yaklaşımdır. Narsistik bir yaklaşımdır. Bu nedenle bu durumlarda sessiz yardım daha önemlidir.
Orada refleksleri geç olanlarda öz eleştiri yapmaları gerekiyor. Çuvaldızı kendimize iğneyi başkasına batıralım. Böyle bir durumda kendimizi değerlendirmek burada bana ne düşüyor dememiz gerekiyor.
Okunma : 1151