Kendini Sergileme Fetişizmi ve Suç Davranışı
Not: Ekteki görselin kaynağını incelediğimizde bu görselin doğru anlaşılması için bu yazının okunması gerekmektedir. Türkiye gibi travmaların yüksek olduğu toplumlarda önyargıların oluşması beklenilen bir durumdur. Bu nedenle gerçeği arama arzusu olanlar için bu yazıyı ele aldım. Çünkü “Diyalog yoksa önyargılar dağılamaz.” (Çeviri: Gizlilik güçtür, insanlar bilmedikleri şeyi mahvedemezler)
“Konuya bütüncül bakmayan gerçeği göremez.”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan
Psikiyatrist
“Kendini sergileme” (self-exhibitionism), özellikle dijital çağda, sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte birçok kişinin gündelik pratiği haline geldi. Ancak bu davranışın fetişizm düzeyine ulaşması, yani kişinin kendi bedenini, yaşamını ya da imajını sergilemeye takıntılı hale gelmesi; psikolojik, sosyolojik, kriminolojik ve hatta kültürel boyutları olan bir konudur.
Kendini ifade etmek, görünür olmak doğal bir ihtiyaçtır. Ancak bu ihtiyaç, kişinin kendilik değeriyle orantısız hale geldiğinde, bir tür fetişizme ya da psikolojik bağımlılığa dönüşebilir. Günümüzde “trend” uğruna suçun normalize edilmesi hatta estetikleştirilmesi klinik olgulara dönüşmeye başladığı için bu konuya dikkat çekmek istedim. Avcı antisosyallerin (Psikopat) en ağır şekilde cezalandırılmasını sağlamakla birlikte onların ‘hedefi olmamak için’ genç kuşakları uyarmak gerekmektedir.
1. Kendini Sergileme Nedir?
Kendini sergileme, bir tür benlik sunumudur. Kişinin başkaları tarafından beğenilme, onaylanma, dikkat çekme amacıyla görünürlüğünü artırmaya çalışmasıdır. Bu, sadece fiziksel değil, yaşam tarzı, düşünce yapısı, başarılar ile kendini teşhir etmesidir.
2. Fetişizm Haline Gelmesi Ne Demek?
Fetişizm burada, klasik cinsel anlamda putlaştırmadan ziyade, bir davranışın ya da nesnenin aşırı anlam yüklenip haz kaynağı haline gelmesi olarak değerlendirilebilir. Bu durumda kişi, sürekli dış göz için kendini şekillendirmek amacıyla başkalarının dikkatini çekmeyi, onaylanmayı, hatta “görünür olmayı” bir tür bağımlılık haline getiriyor. Örnek; sürekli fotoğraf paylaşma, izlenme ve beğeni sayılarına göre ruh halinin değişimi, “story atmazsa eksik hissetme” gibi durumlar, kişinin gündelik hayatını böyle belirler.
3. Psikolojik Etkenler:
İnsanda kendini gösterme ve kabul görme arzusu doğaldır. Sosyal psikoloji bu ihtiyacı aidiyet, onaylanma ve değer görme ile ilişkilendirir. Ancak bu ihtiyaç sürekli teşhircilik haline geldiğinde, “beğeni” ve “takipçi” bağımlılığına dönüştüğünde, özsaygının sadece dış onaya bağlandığı noktada, fetişleşir; yani araç (kendini göstermek) amaç haline gelir. Paylaşım sıklığı, kişinin özdeğerini taşıyan fetiş nesnelerine dönüşüyor. Yani kişi, kendi benliğini “seyredilen bir obje” olarak kurguluyor.
Bu davranışın arkasında şu gibi etkenler olabilir:
a) Narsistik eğilimler: Kendisini sürekli merkezde görme ihtiyacı
b) Düşük özsaygı: Onay ve beğeniyle kendini değerli hissetme
c) Dijital onay döngüsü: “Like = dopamin” Beyin ödül sistemine alışıyor.
d) Boşluk ve kimlik arayışı: Kendilik algısının zayıf olması, sosyal onayla kimlik inşa etme çabası.
Psikanalitik olarak da fetişizm, psikanalizde “eksiklik duygusunu bir nesneye sabitleyerek telafi etme” davranışıdır. Burada “nesne” kişinin kendisi veya görünürlüğü oluyor.
4. Kültürel Boyut ve Sosyal Sermaye Haline Gelmesi:
Dijital kültürde “kendini sergileme” bir tür performans ekonomisine dönüşmüş durumdadır. İnsanlar hayatlarını, ilişkilerini, hatta inançlarını bile “izlenebilir içerik” olarak sunabiliyor. Bu noktada; “gerçeklik” yerini “temsile” bırakıyor. Kimlik, “Ben kimim?” sorusundan çok “Başkalarının gözünde kimim?” sorusuna indirgeniyor. Kişi, kendisini sürekli bir vitrin gibi düzenlemeye başlıyor.
Toplum da bu fetişizmi destekliyor:
•“Göster kendini!” diyen algoritmalar
•Fenomen kültürü: Görünürsen varsın.
•Tüketim toplumu: İmaj satılıyor, pazarlanıyor.
Bu ortamda kendini sergileme artık bir kişisel tatmin değil, sosyal sermaye haline geliyor. Takipçi sayısı, beğeni oranı gibi veriler statü ölçütü olabiliyor.
5. Ne Zaman Problem Haline Gelir?
a) Dijital görünürlük, gerçek yaşamdaki bağların yerine geçmeye başladığında,
b) Kişi beğenilmediğinde kaygı, depresyon, değersizlik hissi oluşuyorsa,
c) Özgünlük kaybolup, sırf dikkat çekmek için yapay içerikler üretiliyorsa,
d) Kişi, sürekli izleniyor olma dürtüsüyle hareket ediyorsa,
e) Yalnızlık ve Ahlâki Boyut etkilenirse kendini sürekli sergileme, içsel otantiklik ve mahremiyet duygusunu zedeliyor. Bedensel görüntü ve sosyal medya profili, insanın “öz”ü ile “görünen yüzü” arasında mesafeyi bozarsa, içe dönük tefekkür yerine sürekli “dış bakış”la yaşandığında, ruhsal tatminsizlik ve derin bir yalnızlık ortaya çıkabiliyor.
Kendimize şu soruları sormuyorsak fetişizm sarmalına gireriz.
1-Bu paylaşımı neden yapıyorum?
2-Beğeni almazsam ne hissederim?
3-Görünür olmadığımda öz benlik hissim zedeleniyor mu?
6- Kriminolojik Boyutu Nedir?
Kriminoloji literatüründe “kendini sergileme”nin aşırı boyutu; gösterişçi suçlar (örneğin araba yarışı videoları paylaşmak, tehlikeli davranışları çekip yayımlamak), dijital suçlar (hack, ifşa, yasa dışı içerik paylaşımı) ve cinsel suçlarda teşhircilik boyutuna dönüşebilir. “Kendini sergileme fetişizmi” kriminolojik açıdan şiddet eğilimli bireyleri nasıl etkiler? Bu sorunun cevabı çok katmanlı, çünkü şiddet eğilimi; bireyin psikolojik yapısı, sosyal çevresi, dürtü kontrolü ve motivasyonlarıyla ilişkilidir. Ancak kendini sergileme ihtiyacı, bu eğilimleri tetikleyici ya da meşrulaştırıcı bir rol üstlenebilir.
Kendini sergileme fetişizmi yaşayan kişiler suça eğilimli olabilir mi, risk unsurları nelerdir? Kendini sergileme davranışı, başlı başına bir suçla ilişkili değildir. Pek çok kişi sosyal medyada görünür olmayı sever, bu onları doğrudan suç işlemeye yöneltmez. Ama konu “fetiş düzeyinde sergileme” olduğunda, bazı psikolojik dinamikler riskli eğilimlere zemin hazırlayabilir.
Potansiyel Risk Faktörleri ve Suç Eğilimleri
a) Narsistik kişilik bozukluğu
Aşırı kendini sergileme, narsistik eğilimlerin belirtisi olabilir. Narsistik bireyler, eleştiriye tahammülsüz, empati yoksunu ve kuralları kendi çıkarı için çiğnemeye yatkın olabilir. Bu durum, dolaylı olarak manipülasyon, dolandırıcılık, itibar zedeleme, özel hayata müdahale gibi suçlara zemin hazırlayabilir.
b) Sınır (borderline) kişilik özellikleri
Duygu durumları hızla değişen, boşluk hissi yaşayan bireyler dikkat çekmek için kendine zarar verici ya da başkalarına zarar verebilecek eylemlerde bulunabilir.
c) Dijital antisosyaller (Psikopatlar)
Dijital platformlar, suça eğilimli kişiler için çok elverişli bir ortamdır. Avcı antisosyaller suç ve şiddetle beslenirler; bunlar en ağır şekilde cezalandırılmasını gerekir. Bununla birlikte, onların hedefi olmamak için genç kuşakların uyarılması önemlidir. Beğeni ya da dikkat çekmek için yalan bilgi paylaşmak, iftira atmak, özel bilgileri yaymak gibi siber suçlara eğilim gösterebilirler. Deepfake, sahte kimlik kullanımı, dijital şantaj gibi davranışlar, “görünür olma” takıntısıyla birleşince suça yatkınlık risk haline gelir.
d) Cinsel sergileme ve sınır ihlali
Eğer bu sergileme cinsel içerikli olup kişi bunu başkalarına rızaları olmaksızın maruz bırakıyorsa, teşhircilik (exhibitionism) gibi davranışlar cezai suç kapsamına girebilir.
e) Psikolojik bağımlılık ve davranış kontrolü kaybı
Kendini sürekli sergileme bağımlılığı olan kişi, dikkat çekmek uğruna uç davranışlar gösterebilir: kendine zarar verme, kamuya açık yerlerde uygunsuz davranma, tehdit vb.
f) Toplumsal etki ve suçun estetikleştirilmesi
Bazı sosyal medya “fenomenlerinde” dikkat çekmek için yapılan yasa dışı eylemlerin “içerik” haline getirilmesi bu süreci normalleştiriyor.
Bazı örnekler: Tehlikeli sürüş videoları, kamu malına zarar verme, başkalarının mahremiyetini ihlal etme, takipçi uğruna sahte kriz yaratma (örn. sahte kaçırılma vakaları). Bu gibi davranışlar, “trend” uğruna suçun estetikleştirilmesine neden olabiliyor.
Tablo: Ne Zaman Suç Eğilimi Başlar?
Belirti |
Riskli mi? |
Suç Eğilimi? |
Kendi fotoğraflarını paylaşmak |
Hayır |
Hayır |
Takıntılı şekilde paylaşım yapmak |
Evet (psikolojik risk) |
Dolaylı olabilir |
Tehlikeli/ahlak dışı içerikle dikkat çekmek |
Evet |
Evet |
Başkalarının haklarını ihlal ederek sergileme |
Evet |
Evet |
Dikkat için suça başvurma |
Evet |
Kesin Evet |
7- Şiddet Davranışı Boyutu
Ruhsal Sağlık, Önleyici Yaklaşım ve Kriminoloji açısında şiddet; yatkın ve eğilimli kişileri nasıl etkiler? Kritik soru budur.
- Şiddet Eğilimi Olan Kişilerde Dikkat Çekme İhtiyacı:
Şiddet eğilimli bireylerin bir kısmı narsistik kırılma, aşağılama hissi ya da görünmezlik korkusu yaşar. Bu kişiler için görünür olmak, “var olmakla” eşdeğer hale gelir. Kendini sergileme, bu kişiler için bir tür güç gösterisine, intikam aracına, hatta kimlik sunumuna dönüşebilir. Örnek: “Beni kimse fark etmiyor, ama ben bu eylemi yaparsam herkes beni konuşur” gibi bir mantık devreye girer. - Dijital Şiddet ve Gösteri Arzusu:
Son yıllarda, özellikle sosyal medya üzerinde: Şiddet içeren davranışların videoya alınarak paylaşılması. Başka bireylere yapılan psikolojik/sözlü saldırıların yayınlanması. Hayvana/insana şiddet uygulayıp “viral” olma arzusu gibi örnekler görülüyor. - Doğrudan Kendini Sergileme Fetişizmiyle Bağlantılı Şiddet Davranışları: Suç, sadece bir eylem değil, performans haline getiriliyor. Kamera varlığı, suçun motivasyonunu artırabiliyor. Şiddet, bir tür sahneye çıkma biçimi oluyor.
“Gösteri Şiddeti” ve Meşruiyet Arayışı Kriminolog Jean Baudrillard ve David Garland gibi isimlerin kuramlarında, modern suçlarda şiddetin sadece “zarar vermek” amacı taşımadığı; aynı zamanda iletişimsel, sembolik ve estetik bir yön kazandığı vurgulanır. Bu çerçevede; şiddet, artık bir mesaj haline geliyor. Fail, kendini ifade ediyor, görünür kılıyor, güç gösteriyor. “Kendi varlığını ispat” için suça başvuruyor. Yani şiddet, bir iletişim biçimi, bir kimlik manifestosu haline geliyor. - Grup Dinamiği ve “Gösteri İçin Suç”: Şiddet eğilimli bireyler, eğer kitle önünde kabul görme ya da takdir edilme arzusu taşıyorsa, şiddet içeren davranışları daha da uçlaştırabilir. Çeteler veya sosyal medya gruplarında bu çok sık görülür. Şiddet bir ritüel, bir başarı göstergesi, bir aidiyet ispatı haline gelir. Birey, kendini sergileyerek hem “Ben buradayım” der hem de güç, statü, korku gibi sembollerle kimlik kazanır.
- “Tehlikeli Eşik: Görünürlük + Şiddet + Anomi”:
Toplumda değer boşluğu/anomi varsa (yani norm ve kurallar silikleşmişse), bazı bireyler için suç işlemek: Bir dikkat çekme biçimi, ego tatmin biçimi, bir ifade şekli, bir intikam, bir kariyer yolu bile olabilir.
- Gençlerde Kendini Sergilemenin Suçla İlişkisi:
Kendini sergilemek, tek başına suç eğilimi anlamına gelmez. Çoğu kişi bunu sadece onay görme, kabul edilme ve aidiyet ihtiyacıyla yapar. Özellikle gençlerde bu davranış, kimlik arayışının bir parçasıdır. Klinik olarak da çoğu zaman “kişilik gelişiminde” olağan sayılabilecek dönemsel bir yoğunluk görülebilir. Bu esnada avcı antisosyaller için iyi birer av haline gelebilirler. Bu nedenle yaşa göre erişim kısıtlaması son yıllarda önerilmektedir.
Risk faktörleri: Burada dikkat edilmesi gereken nokta; kendini sergileme tek başına suçun nedeni değil, fakat suçun zeminini hazırlayabilen bir risk faktörüdür. Özellikle kişilik bozuklukları (örn. narsisistik veya antisosyal kişilik) ile birleştiğinde, suç potansiyelini artırabilir. Kimlik ve kişilik gelişiminde erken ergenlik (10-16) çok duyarlıdır.
Dürtü kontrol sorunları: Gençlerde de kendini sürekli sergileme ihtiyacı, kişinin anlık hazlara daha bağımlı olmasına yol açabilir. Bu da riskli davranışlara açıklık yaratır.
Kişisel sınır ihlali: Gençlerde önemsenmeyen mahremiyet algısı, utanma ve merhametli olma yani empati eğitimi hem bireyin kendisini hem başkalarını daha kolay “araçsallaştırmasına” yol açabilir ve kullanılan hedef çocuklar haline gelirler.
Antisosyal eğilimler: Gençlerin arkadaşlık ilişkilerinde sergileme davranışı, manipülasyon, başkalarını kandırma ya da istismar amaçlı ise, antisosyal kişilik örüntülerini doğurabilir. Potansiyel suçlu haline getirir.
Bağımlılık ve suç ilişkisi: Gençlerin arkadaşlık ilişkilerinde sosyal medya bağımlılığı veya teşhircilik takıntı hale geldiğinde, kişi “daha çok görünmek için” yasa dışı, provokatif veya saldırgan eylemlere başvurabilir.
- Şiddetin Gösteri Boyutu:
Şiddet eğilimli kişiler için “sergileme” bir motivasyon artırıcı unsur olabilir. Şiddet eylemini yalnızca yapmakla kalmaz, gösteriye dönüştürmekten haz alırlar. Kamera karşısında kavgaya girmek, saldırıyı kaydetmek veya sosyal medyada paylaşmak, şiddeti “kimlik gösterisi” haline getirir. Bu durum kriminolojide “performans suçları” (performance crimes) olarak anılır: Eylem, izlenme ve gösterilme niyetiyle yapılır. - Şiddetin Pekiştirici Döngüsü:
Sosyal medya, şiddet eğilimli kişilerin sergileme ihtiyacını pekiştirici bir döngüye sokar: Şiddet içerikli davranış sergilenir. İzlenme, beğeni veya korku üzerinden “ödül” alınır. Kişi daha yoğun ve riskli davranışlara yönelir. Bu süreç, klasik davranışçı kuramda “pozitif pekiştirme” ile açıklanır. Şiddet, sosyal onayla beslenir.
- Şiddetin Kimlik ve Güç Algısı Boyutu:
Şiddet eğilimli birey, sergileme yoluyla kendini güçlü ve korkutucu gösterir. Kitle önünde “ben varım” deme imkanı bulur. Eksik özsaygısını şiddetin görünürlüğü ile telafi eder. Bu durum özellikle antisosyal kişilik bozukluğu ve narsisistik eğilimler ile birleştiğinde daha da belirgindir.
- Toplumsal Etki ve “Bulaşma” Boyutu
Kriminoloji literatüründe şiddetin sergilenmesi, taklit ve bulaşma etkisi yaratır. Canlı veya sanal şiddet fark etmiyor. Gençler, bu tür şiddet gösterilerinden etkilenerek benzer eylemleri deneyebilir. Özellikle çete, taraftar grupları ve radikal örgütler, şiddeti “kahramanlık performansı” olarak sunar. Böylece şiddet, yalnızca bireysel eylem değil, kolektif kimlik gösterisi haline gelir.
Çözüm İçin Önerilen İlkeler
Farkındalık geliştirmek ilkesi: “Ben bunu gerçekten kendim için mi yapıyorum, yoksa görünmek için mi?” sorusunu sık sık sormak.
Özel alan ilkesi: Hem bireysel hem toplumsal düzeyde, “kendini koruma”nın değeri yeniden hatırlatılmalı. Kendinize ait özelinizi ve mahremiyetinizi korumayı çocukluktan itibaren öğrenmek gerekir. “Başkasının özeline, özrüne ve kutsalına saygı duymak” öğrenilmesi gereken bir davranıştır.
Özsaygı ilkesi: Onayı dışarıdan değil, kendi değerlerinden ve içsel tutarlılıktan almak.
Dengelilik ilkesi: Sergileme ile paylaşma arasındaki çizgiyi bilinçli olarak yürütme.
Medya kontrolü ilkesi : Şiddet görüntülerinin yayılmasını sınırlamak önemli bir kriminolojik önlemdir. Alternatif kanallar: Güç ve kimlik ihtiyacını şiddetsiz yollardan ifade etmeyi teşvik etmek (spor, sanat, sosyal sorumluluk) önemlidir.
Eğitim ilkesi: Mahremiyet (özel alan), özsaygı ve sınır koyma bilinci küçük yaşta kazandırılmalı. Terapötik eğitim için patolojik boyuta ulaşan sergileme davranışı, özellikle psikoterapi ile sağlıklı kanallara yönlendirilmeli.
Toplumsal ‘Özgürlük ve Sorumluluk Denge’ ilkesi: Medya ve sosyal platformlar, “suç özendirici sergileme”ye sınır getirmelidir. Ayrıca konuya sadece bireysel özgürlük penceresinden bakanlar için çok önemlidir. Küresel ölçekte aile içi şiddet, kadına yönelik şiddet için yapılan çalışmalar “Biz istediğimiz gibi davranır ve yaşarız” demek yerine “Özgürlük ve sorumluluk dengesini gözeterek yaşarız” demeyi önermektedir; kaynaklara bakabilirsiniz.
Klinik destek: Özellikle dürtü kontrol bozukluğu olan kişilerde psikoterapi ve rehabilitasyon programlarıyla “sergileme ihtiyacı” daha sağlıklı yönlere kanalize edilebilir.
Cezasızlık algısı: Önleme perspektifi açısından kendini sergileme fetişizmi, ‘şiddet eğilimli kişilerde’ şiddeti daha görünür, daha cazip ve daha tekrar edilebilir hale getirir. Şiddete eğilimli kişiler şiddetle cezalandırılmalı veya tedavi edilmelidir. Suç kaydı olan kişinin cezasızlık algısı içinde sokaklarda dolaşması önemli bir risktir. Bütün bunlar hem bireysel hem toplumsal risk faktörünü yükseltir.
Kendini gösterme ihtiyacının dijital platformlarda provoke edici ve çatışma çıkarıcı biçimlerde kullanılmasının şiddet potansiyelinin artırması ile ilgili nedensellik ilişkisine dair pek çok yayın bulunmaktadır.
Özetle: Kendini sergileme fetişizmi tek başına suç eğilimi oluşturmaz fakat bu kişiler çoğu zaman klinik olgu olmaya adaydırlar ve kendileri kaygı ve depresyona maruz kalırlar ve mutlu da olamazlar. Diğer taraftan şiddet ve suça eğilimli kişilerin kişilik yapısı, dürtü kontrol sorunları, medya desteği ve toplumsal ortamla birleştiğinde, suça yönelmeyi kolaylaştırıcı bir zemin oluşturur. Bu nedenlere suç ve şiddeti uygulayan ve normalize eden kişiler şiddetle cezalandırılmalı ve kısıtlanmalı, ancak gençler gibi risk grubundaki kişilerde de farkındalık, koruma ve önleme çalışması yapılmalıdır.
İlgili Kaynaklar
Aşağıda “kendini sergileme / exhibitionism / performatif suçlar / sosyal sergileme ile şiddet eğilimi” gibi konularda yapılmış bazı akademik çalışmalar ve kaynaklar yer almaktadır. Bu kaynaklar, doğrudan “kendini sergileme fetişizmi → şiddet” ilişkisini bütün yönleriyle ilgili mekanizmaları, riskleri, olasılıkları ele alır. Sergileme davranışlarının, özellikle exhibitionizm adı verilen özel türünün, zamanla başka suçlara yönelme potansiyelini gösterir. Sergileme davranışı sadece sınırda kalmayabilir, bazı durumlarda şiddet ya da iltisak içeren suçlarla ilişkili olabilir. Sergileme yönelimli kişilerde ceza kayıtlarının incelenmesi yoluyla suç eğilimleri üzerine veriler analiz edilmektedir. Sergileme davranışlarının görünürlüğü ve toplumsal algılar ile ilişkisi; bu davranışların şiddet ya da cinsel taciz sınırlarında nasıl yer aldığı anlatılır. Sergileme davranışı gibi dürtü ve kontrol mekanizmalarıyla ilgili davranışlarda özdenetim zayıflığı önemli bir risk faktörü olması ele alınır.
- Long-Term Follow-up of Exhibitionists: Psychological, Phallometric, and Criminal Histories (2006) Exhibitionist olarak tanımlanan kişilerin uzun dönem izlenmesi; tekrar suç işleme oranları; psikolojik ve suç kayıtları üzerinden analiz. jaapl.org
- Examining Risk of Escalation: A Critical Review of the Exhibitionistic Behavior Literature:
Exhibitionistik davranış ile “kontakt cinsel suçlar” ya da daha ciddi suç eylemleri arasındaki olası geçişleri ele alan eleştirel bir derleme. ScienceDirect - Offense Records of a Sample of Convicted Exhibitionists: Mahkûm edilmiş exhibitionistlerin adli sicil üzerinden diğer suçlara (özellikle cinsel olmayan ama suç içeren) yönelip yönelmedikleri incelenmiş. jaapl.org
- Frotteurism and Exhibitionism: An Updated Examination: Özellikle üniversite öğrencileri arasında frotteurism ve exhibitionism davranışlarının sıklığı, bildirilme durumu, değişim trendleri gibi nicel araştırma. Taylor & Francis Online
- Self-control in criminology: we need a broader conceptualization and links to psychiatric diagnoses: Kriminolojide “özdenetim / self control” kavramının şiddet eğilimi ve suç işleme davranışı ile bağlantısı. DSM gibi klinik tanılarla bağlantısı Frontiers
- Social Media’s Impact on Crime and Retaliatory Violence: Sosyal medyanın, özellikle sergileme ve provokasyon amaçlı paylaşımların, toplumsal şiddet ve misillemeye nasıl zemin hazırladığı üzerine analiz. Rochester Institute of Technology
8- Nöropsikolojik boyut: Bazı çalışmalar
- Sergileme (exhibitionism) ve parafililer: Nörobiyolojik ipuçları Exhibitionistlerde beyin işlevi / nöropsikolojik testler: 15 erkek exhibitionist ile kontrol grubunun karşılaştırıldığı klasik bir çalışma; bazı ‘yürütücü işlev’ göstergelerinde (örn. Trail Making) farklar rapor ediyor (küçük örneklem). Bu, dikkat/işlem hızı-yönetici işlev eksenine işaret eden ön beyin (PFC) ilişkili ipuçları veriyor. (SpringerLink[1])
- Parafili ve görüntüleme literatürü (harmonizasyon çağrısı): Parafililerde (özellikle pedofili vb.) nörogörüntüleme artarken exhibitionism özelinde veri kıt; birleştirilmiş yöntem çağrısı yapılıyor. Bu, sergileme davranışının nörogelişimsel temellerini açıklamak için sistematik çalışmalara ihtiyaç olduğunu vurguluyor. (antoniocasella.eu[2])
- Dopamin ipucu (olgu bildirimi): Antidepresan SSRI’lara yanıt vermeyen bir exhibitionism olgusunun bupropion (NA/DA geri alım inhibitörü) ile gerilemesi, dopaminerjik sistemin rolüne dair klinik bir işaret sunuyor tekil vaka. (Frontiers[3])
- Güncel bir derleme: Exhibitionism üzerine kapsam derlemeleri, sendromun sınırları ve nörogörüntüleme referanslarını toparlıyor; yine nörobiyolojik kanıtın sınırlı olduğunu vurgulayan çerçeveler içeriyor. (APCz [4])
- “Kendini sergileme”nin ödül-döngüsü: “Sosyal ödül ve beyin” Sosyal medyada beğeni/verme-alma → ödül devreleri “Beğeni verme” dahi ventral striatum VTA gibi ödül devrelerini çalıştırıyor; sosyal ödülün dopaminerjik devrelerle bağını gösteriyor. Bu, görünürlük/sergilemenin nörobiyolojik pekişmesine dair güçlü bir model sunuyor. (Oxford Academic[5])
- Ödül-ventral striatum ve sosyal etkileşim: Sosyal ödüllerin beyin temsiline ilişkin deneysel bulgular, “görünürlük” arayışının ödül duyarlılığı ile tırmanabileceğini düşündürüyor. (Nature [6])
- Benlik sunumu ve narsisizm ekseni: Frontostriatal ağlar Narsisizmin nöral korelatları: mPFC–ventral striatum bağlantıları “benlik-ödül” etkileşiminin sinirsel altyapısı olarak öne çıkıyor; bazı çalışmalarda narsisizm ile frontostriatal bütünlükte azalma ilişkilendiriliyor. Bu, sürekli dış onay/görünme ihtiyacının sinirsel dayanaklarına işaret eder. (SPN Lab [7])
- Şiddet eğilimi ve dürtüsellik: yürütücü işlev – kontrol devreleri, Dürtüsellik ve kişilik bozuklukları (derleme): Dürtüselliğin hormonal ve nöropsikolojik belirleyicileri ile kişilik bozuklukları (örn. antisosyal, sınır) bağlamında güncel bir panorama; PFC işlevlerinin merkezi rolü öne çıkıyor. (SpringerOpen [8]),
- Agresyon ve Ön Beyin :İnsan agresyonunda prefrontal korteksin modülatör rolüne ilişkin güncel derleme; PFC’deki değişikliklerle artmış agresyon ilişkisi vurgulanıyor. (ScienceDirect [9])
- Kişilik bozukluklarında agresyonun nöral korelatları: BPD/ASPD’de agresyon çalışmalarında impulsivite ölçümlerinin (nöropsikolojik vs özbildirim) ayrışabileceğine dikkat çeken kapsamlı bir gözden geçirme. (Nature [10])
- İmpulsif agresyonun nöropsikolojisi: PFC (ön beyin) hipofonksiyonu ve subkortikal hiperaktivite dengesizliği; şiddete eğilimli/antisosyal davranışlarda önleme ve tedavi çıkarımları. (IMR Press[11])
Sonuç olarak:
Klinik kriminolojik çıkarım: Teşhircilik ( Exhibitionism) özelinde doğrudan, geniş örneklemli nörogörüntüleme çalışması az; ancak mevcut kanıtlar yürütücü işlev/PFC, ödül duyarlılığı/ventral striatum ve dopaminerjik mekanizmalar ekseninde sergileme davranışının pekişebileceğini düşündürüyor. Bu ağlar dürtüsellik ve agresyon literatüründe de merkezi rolde. Özetle Nöropsikolojik kanıtlar açısından “kendini sergileme fetişizmi” şiddet eğilimi için tek başına belirleyici değil; fakat “ödül arayışı + zayıf yürütücü kontrol + narsisistik özellikler” bir
araya geldiğinde, risk artışı açısından nöropsikolojik bir çerçeve oluşuyor ve şiddeti destekliyor.
İlgili Kaynaklar
- https://link.springer.com/article/10.1007/BF00850681?utm_source=chatgpt.com "An examination of brain damage and dysfunction in genital exhibitionists"
- https://www.antoniocasella.eu/dnlaw/Mokhber_2021.pdf?utm_source=chatgpt.com "Neuroimaging in sexual offenses and paraphilia: A call to harmonize ..."
- https://www.frontiersin.org/journals/psychiatry/articles/10.3389/fpsyt.2022.1079863/full?utm_source=chatgpt.com "Symptoms of exhibitionism that regress with bupropion: A ... - Frontiers"
- https://apcz.umk.pl/JEHS/article/view/56926?utm_source=chatgpt.com "Exhibitionism - a review of research | Journal of Education, Health and
- https://academic.oup.com/scan/article/13/7/699/5048941?utm_source=chatgpt.com (Ödül devreleri—VS/VTA; kontrol devreleri—mPFC/dlPFC; frontostriatal ağlar.) What the brain 'Likes': neural correlates of providing feedback on social media, LE Sherman, LM Hernandez, PM Greenfield, M Dapretto Social cognitive and affective neuroscience, 2018•academic.oup.com, Oxford Academic, 2018 (5) 2018 ,Oxford University Press
- https://www.nature.com/articles/srep24561.pdf?utm_source=chatgpt.com "Increased frequency of social interaction is associated with enjoyment ..
- https://spnlab.vcu.edu/media/spnlab/publications/pdfs/narcissism.pdf?utm_source=chatgpt.com "OP-SCAN150070 1..5 - Virginia Commonwealth University
- https://ejnpn.springeropen.com/articles/10.1186/s41983-024-00930-9?utm_source=chatgpt.com "Inside the impulsive brain: a narrative review on the role…
- https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0166432824004418?utm_source=chatgpt.com "The role of the prefrontal cortex in modulating aggression in humans
- https://www.nature.com/articles/s41398-023-02612-1.pdf?utm_source=chatgpt.com "Neural correlates of aggression in personality disorders from the ...”
- https://www.imrpress.com/journal/RN/50/5/10.33588/rn.5005.2009316?utm_source=chatgpt.com "Neuropsychology ofimpulsive aggression - imrpress.com"
Not: Ekteki görselin kaynağını incelediğimizde bu görselin doğru anlaşılması için bu yazının okunması gerekmektedir. Türkiye gibi travmaların yüksek olduğu toplumlarda önyargıların oluşması beklenilen bir durumdur. Bu nedenle gerçeği arama arzusu olanlar için bu yazıyı ele aldım. Çünkü “Diyalog yoksa önyargılar dağılamaz.” (Çeviri: Gizlilik güçtür, insanlar bilmedikleri şeyi mahvedemezler)