Uzmanlar, ismin anlamının çocuğun kişilik oluşumunu ve ilerleyen yıllardaki tavır ve tutumlarını etkilediğini belirterek, bu nedenle anne ve babaları isim koyarken dikkat etmeleri konusunda uyarıyor.
Anne-babaların, bebekleri dünyaya gelmeden önce üzerinde sık sık konuştukları konuların başında "isim" belirleme geliyor. Kimileri bebeklerine baba veya ata ismini koymayı tercih ederken, kimileri de daha modern isim üzerinde mutabık kalıyor. İsim, kişinin toplumda ve sosyal çevresinde tanınırlığını ayırt eden bir özellik gibi görülse de manası; insanın kişilik gelişimi ve aidiyet duygusu üzerinde büyük önem taşıyor. Bu nedenle isim koyarken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar bulunuyor. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ismin insanın kişilik gelişimindeki yeri ve önemini AA muhabirine değerlendirdi.
"Saldırganlık çağrışımları yapan isimleri koymamak gerekir"
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kişi adlarını inceleyen bilim dalına "antroponomi" adı verildiğini, bu bilim dalının isimlerin geldiği dil köklerine göre analiz ettiğini söyledi.
Tarihte "Cengiz Hülagu" gibi acımasız kişiler bulunduğunu, bu gibi şahısların isimlerini çocuğa vermenin sadece onu etiketlemek anlamı taşıyacağını belirten Tarhan, sözlerine şöyle devam etti: "Çocuğu etiketlemeden dünyada her alanda kabul görmesini esas almamız lazım. Çocuk ileride önemli yerlere gittiği zaman isminin onun önünde engel olmaması gerekiyor. Ama 'Dini ve milli değerlerimizi de temsil ediyor mu?' diye sormak gerekiyor. Bu soruları kendimize sorarak isim koyarsak, çocuk değerlerinden kopmaz. Ama çocuk değerlerinden kopsa da sorun değil demek de anne babanın seçimidir. Ama bu seçimin çocuğun hayattaki rolüne etki edeceğini de düşünmesi lazım.
Güzel ve iyi çağrışımlar yapan isimleri koymak, acımasız, saldırganlık çağrışımları yapan, kültürel değerlere uygun olmayan isimleri koymamaya da özen göstermek gerekir. Bu, çocuğun ruh sağlığı açısından önemli. Çocuğa uygun isim koymalı, isim ona özel olmalı, onu hatırlatmalı ama onun hakkında her şeyi de göstermemeli. Yani isim çocuğu iyi temsil etmeli ama hakkındaki her şeyi de göstermemeli. Radikal, marjinal isimler çok da tercih edilmemeli."
"İsim, aidiyet duygusunun oluşmasında önemli bir etken"
Prof. Dr. Tarhan, çocuğun gelişimi ile isim seçimi arasında yapılan bazı araştırmalar ve gözlemlerde, bir nedensellik bağı olduğunun anlaşıldığını aktardı.
İsmin, çocuktaki aidiyet duygusunun, bireysel kimliğinin ve ilişkilerinin oluşmasında önemli bir etken olduğunu vurgulayan Tarhan, şu değerlendirmede bulundu: "İsim, kişinin hangi kültüre, hangi inanç sistemine, hangi kökene mensup olduğunun sonucuyla ilgili bilgi verir. Bu nedenle isim, kimlik gelişiminde aidiyet duygusu açısından önemlidir. Özellikle ergenlik döneminde 'Ben kimim?', 'Neye yönelmeliyim?' sorularını sorarken isim de seçenek olarak önemlidir.
İsim, 'Ben buraya ait olmalıyım, ismim bu.' gibi kişinin kendi iç dünyasında da sosyal kabul yönünden de önemlidir. Bunun iki yönü var. Bir kişinin iç kabulü, sosyal kabulü için seçilen ismin önemi var. İkincisi ise bireysel kimlik oluşumunda iç algısı yönünden kişi o ismi taşıyacak. O kişinin taşıyacağı ismi koyarken anne, baba, aile büyükleri genellikle kendi hayallerindeki, arzu ettikleri isimleri koyuyorlar. Çocuk yaşarken bu isimlerin toplumdaki temsiliyeti nasıl olacak bunu düşünmek önemli. Bunu düşünürken çocukların yaşadıkları topluma ait olmasını istiyorsak, yaşadığımız toplumla barışıksak, kendi milli değerlerimizle barışıksak böyle durumlarda kendi milli değerlerimizi koruyan ve çağrıştıran isimler koyarız. Eğer kendi değerlerimizle barışık değilsek barışık olduğumuz değerlerin ismini koyarız."
"Kişi ismi güzel taşıyorsa, kişinin nasıl algılandığı tesir etmez ona"
Kişinin ismini hayatı boyunca taşıyacağının unutulmaması, bu nedenle "Göğsünü gere gere kullanabilecek mi?" diye düşünülmesi gerektiğini ifade eden Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü: "İsimde Savaş, Vural, Volkan, Alev gibi saldırgan ifadeler varsa o kişilerde isim bir etiket gibi oluyor. Burada kendini gerçekleştiren kehanet kuralı işliyor. İsraillilerin Darusselam Hebrew Üniversitesi'nde yaptıkları araştırma, bu kuralı doğrulamıştır. İnsanların sosyal algıları ile yüz ifadeleri karşılaştırılmış. Kişi, isme göre sosyo-ekonomik seviye belirlemeye çalışıyor. İnsan beyni hemen kategorize ediyor, otomatik düşünce oluşturuyor. İsme göre etiketleme yapılıyor.
Bu nedenle toplumdaki ilk izlenim de önemli. Tanıdıktan sonra insan alışır ama ilk izlenim için önem teşkil ediyor. İlk izlenimde kişinin ilk görünen algısı değil de kişilik algısı ortaya çıktığı zaman kişi ismi güzel taşıyorsa, kişinin nasıl algılandığı tesir etmez ona."
İnsanların değer yargılarının onların kararlarını oluşturduğuna dikkati çeken Tarhan, bu kararlar oluşurken de sosyal etiketlemelerde isimlerin çok önemli olduğunu dile getirdi.
"Aileler isim koyarken üç kategoriyi göz önüne almalı"
Bir çocuğun kendi kimliğini koruyarak modernleşmesi isteniyorsa, ona göre isim koymak gerektiğini anlatan Tarhan, "Ama kendi kimliğini terk ederek çocuğun modernleşmesini istiyorsak ona göre isim koyabiliriz. Çocuk modernleşmesin, gelenekçi kalsın diyorsak yine ona göre isim koyacağız. Anne baba açısından bu durum böyle değerlendirilir. Aileler isim koyarken bu üç kategoriyi de göz önüne almalı." önerisinde bulundu.
Tarhan, isimlerin anlamlarının çocuğun kişiliğinin gelişmesinde önemli olduğunu vurgulayarak, şu bilgileri verdi: “Anadolu'da 'ismiyle müsemma' diye bir kavram vardır. Anne ve babanın, kendi değerlerimize uygun olan ve bizi temsil özelliği olan isimler koymaları gerekir. Biz aslında bu konuda kendi ara çözümümüzü üretmişiz. İki isim koymak yaygın bizde. İki isim koyarak çocuğa da seçme özgürlüğü veriyoruz aslında. Çocuğa, hangi ismi kullanacağı ile ilgili özgür alan bırakmış oluyoruz. Bir de nüfusta başka, ailede başka isim koyma da çok oluyor. Bu kişiler kişilik çatışması yaşayabiliyor. Bunun için çocuğun, koyulan iki ismi de onurla taşıyabilmesi önemli. Ama çocuklara da özgür alan bırakmak da düşünülebilecek bir çözüm yine de.”
Okunma : 2497