“Bilim felsefesindeki değişiklikleri yakalayamazsak bu çağı kaçırırız”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bütün dünyada hızlı bir şekilde dijitalleşmeye gidildiğini ve eğitimde kendi dijital platformlarımızı oluşturmazsak karanlık bir döneme gireceğimizin altını önemle çizdi. Tarhan, “21.yy’da eski sorulara yeni cevaplar vermemiz gerekiyor. Her şey eğitimle ilgili ve kendini yenileyebilme kapasitemizle alakalı. Çünkü eğitim sadece okulda değil çocuk doğar doğmaz başlıyor. Hayat ve yaşam boyu bir eğitim. Ve eğitimin bilim felsefesinde de değişiklikler var. Bilim felsefesindeki değişiklikleri yakalayamazsak bu çağı kaçırırız. Dünyadaki teknolojinin öznesi mi olacağız, nesnesi mi olacağız? Soru bu. Biz şu anda dünyadaki değişim ve gelişimlerin nesnesiyiz. Bazıları keşfediyor biz de uyguluyoruz. Hâlbuki biz öznesi olabiliriz ve olmalıyız.” Dedi.
“Dünya Dijital Diktatörlüğe Doğru Gidiyor”
Covid pandemisi bize dijital dönüşümün ciddi bir şekilde hızlandığını gösterdi diyen Tarhan; “Eğitimde ve sağlıkta dijitalleşmeyi hızlandırdı. Eğer yenilik yakalanmazsa dünya dijital diktatörlüğe doğru gidiyor. Çünkü Big Data’ya hükmeden bütün dünyaya hükmedecek. Her şey; sosyal hareketlilik, ekonomik hareketlilik big datayla yapılır duruma döndü. Şu anda eğitimde de kendi dijital platformlarımızı oluşturamazsak ve dijital çoğulculuğa gitmezse dünya yeni bir karanlık döneme girecek. Bunu içinde dijital platformların üretilmesin ve dijitalleşmede bizim kendi değerlerimizi, kültürel doğrularımızı koruyarak yenilikler yapmamız gerekiyor. Bunu yapmazsak biz gençleri yeniliği arama konusunda motive edemeyeceğiz.” Dedi.
Eğitimde 3 önemli beceri: Objektivizm, Relativizm ve Emotivizm
Eğitimde yeni doğruları söyleyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan üç önemli 21.yy becerisinden bahsetti ve bu üç beceriyi eğitimin doktrini olarak göz önüne alınması gerektiğini kaydetti. Tarhan, “Birincisi objektivizm. Objektif olmayı başarmak zorundayız. Dünyada adalet duygusu ön planda. Özellikle de gençlerde. Bir şekilde özgürlüğün önemli olduğunu, korku üzerine politikalar değil de güven üzerine politikaların daha önemli olduğunu öğrencilerimize eğitimle anlatmamız gerekiyor. Öğretmenlik stili buyurgan bir öğretmenlik olmamalı artık. Öğrenen örgüt felsefesi uygulanmalı okullarda. Öğrenen örgütte hem öğrenci hem de öğretmen öğreniyor ve deneyimleyerek öğrenme gerekiyor. Ansiklopedik bilgileri öğrenciye aktarmak değil, o bilgileri öğrenciye deneyimleyerek ve bunun için çeşitli atölye çalışmaları yapılması gerekiyor. Bunun arkasında objektivizm felsefesi var. Olayları objektif bir şekilde ele alacağız. Eğer 21.yy’da bunu yapamazsak, sadece kendi penceremizden kendi kültürümüzden olaya bakarsak bu çağı kaçırırız.
İkincisi relativizm. Relativizmde de benzer bir bakış açısı var. Ön yargının olduğu yerde relativizm vardır. Olaylara sadece kendi penceresinden bakan kişiler yanlış yapıyor. Kişinin kendini de acaba bende ön yargı var mı diye farkındalık oluşturması önemli. Ağaca, kuşa yani doğaya saygı göstereceğiz. İnsanın acımazsızca doğanın tek sahibi olmaya çalışması relativizm ilkesine aykırı. Üçüncü gerçek ise emotivismdir. Emotivismde karar verirken duyguları da göz önüne alabilme vardır. Sadece kendinin değil toplumun, insanlığın faydasını göz önün alınması gerektiğini söyler.” Şeklinde konuştu.
“Sadece akademik başarı değil, hayat başarısı da çok önemli”
Tarhan, eğitimdeki eski doğruların sadece insanın başarılı olması üzere kurulu olduğunu söyledi. Tarhan, “Eğitimdeki eski doğrular sadece insanlar başarılı olsun anlayışına odaklıydı ama şimdi hem başarılı hem de mutlu olsun anlayışına odaklı. 21.yy’da ortaya çıkan becerilerden biri de şu; insan sadece zeki olsun, başarılı olsun değil aynı zamanda zeki insan olsun. Çünkü insan zeki oluyor, başarılı oluyor. Örneğin; kimya mühendisi oluyor ama sentetik esrar üretiyor. O halde demek ki zeki olsun başarılı olsun ama aynı zamanda da iyi insan olsun. Yalan söylemesin, başarılı olsun, başkasının hakkına göz dikmesin, sözünde dursun. Çocuğa bunları da öğretmemiz gerekiyor. Emotivism bilimi bize bunu getirdi. 21.yüzyılın becerilerinden bir tanesi de insanın duygularını göz önüne alabilmedir yani empati yapmak. Bunları 21. yy becerisi olarak hayata geçiren toplumlar gelecekte başarılı ve huzurlu toplumun temelini atar. Bunları çocuklara öğretelim. Sadece akademik başarı değil hayat başarısı da çok önemli çocuğun gelişen ruhuna bunların tohumlarını atalım.” Dedi.
Haber: Esragül Batal
Okunma : 3479
ÜHA