İstanbul Üniversitesi Doktora Salonunda gerçekleşen sempozyumun sunuculuğunu Hukukçular Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Hatice Bozkurt yaptı. Sempozyum, Hukukçular Derneği Başkanı Av. Cavit Tatlı’nın açılış konuşması ile başladı. Daha sonra oturumlara geçildi.
Hukukçular Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Emine Yıldırım’ın moderatörlüğünü üstlendiği sempozyumun birinci oturumunun konukları Üsküdar Üniversitesi Rektörü Pof. Dr. Nevzat Tarhan, Prof. Dr. Ahmet Ağırakça ve Av. Nalan Alkan oldu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Psikiyatri doçentini veteriner şubeye atadılar”
28 Şubat süreci öncesinde paylaşımlarda bulunan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu süreçte yaşadıklarını anlattı. “28 Şubat olayının zemini yavaş yavaş oluşturuldu. 94 yılında gazete de ‘GATA da irtica’ diye bir manşet çıktı. Ben o sırada Haydarpaşa da öğretim üyesiyim. Haydarpaşa’ya denetlemeciler geldi ve içerisinde profesörlerin, doçentlerin, yardımcı doçentlerin olduğu 35 öğretim üyesinin birden tayini çıktı. Ben Kuleli Askeri Lise mezunuyum, Harp okulunda öğrenci olarak okudum. 14 yaşımdan beri neysem oyum ama birden 30 sene sonra sen sakıncalısın dediler. Çorlu’ya veteriner şubeye tayinim çıktı. Psikiyatri doçentini veteriner şubesine atadılar. Hangi hayvanlara ruh sağlığına bakacaksam artık itiraz ettim, dava açtım ve kazandım” dedi.
“Tanklar üstümüze doğru geliyor”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 28 Şubat süreci öncesinde darbecilerin askeriye içerisindeki durumunu değerlendirdi. “GATA Haydar Paşa komutanı Fethi Paşa, bana silahlı kuvvetler içerisinde emir komuta zinciri dışında bir odak var, bu odak sizin yaşam tarzınızı beğenmiyor dedi. Aynen bu tavrı duydum bunun üzerine baktım tanklar üstümüze doğru geliyor bende emekli oldum. Bu dönemde olayı incelerken FETÖ’nün hain ittifakları olduğunu görmek mümkün. O dönem FETÖ’nün hain ittifakları silahlı kuvvetlerle, batı kuvvetleri ile birlikte çalışıyorlardı. Batı çalışmasıyla ittifak ettiler ve 28 Şubatı yaptılar” şeklinde konuştu.
“28 Şubat sonrası özel kuvvetlerin hepsi FETÖ’nün eline geçmişti”
Tarhan, 28 Şubat ardından yaşanılan gelişmeler ile birlikte 15 Temmuz darbesinin etkenlerine değindi. “28 Şubat sonrası kadro tasfiye edildi ama özel birlikler kapatılmadı. O dönem özel kuvvetlerin hepsi FETÖ’nün eline geçmişti ve sonrasında silahlı kuvvetlerin kirlenme süreci başladı” dedi.
“Başörtü ile kavga alanı oluşturmak istendi”
İngiliz Harp Akademilerinde anlatılan savaş stratejisinin Türkiye’de uygulanmaya çalıştığını söyleyen Tarhan, Türkiye’de çıkarılmak istenilen ötekileştirme, ayrıştırma, kışkırtma politikaları ile ilgili örneklere yer verdi. “İngilizler kurmay subayların gözlerini kaparlar ağzına birer kaşık vererek ellerini arkalarından bağlayıp birbirlerine vurmalarını ister iki tarafta birbirine vuramaz ama dışarıdan birisi iki kurmay subaya da vurur böylece iki tarafta da ben vuramıyorum ama o bana vuruyor diye sinirlenir ve aralarında kavga başlar. İngiliz siyasetin birçok örneği Türkiye’de de yapıldı. Israrla başörtüsü üzerinde durdular. Bunun sebebi kavga alanı oluşturmaktı psikolojik savaşta bunlara kontrollü gerilim stratejisi deniyor. Toplumun bir kesimi kitlesel düşman olarak tanımlanıyor” şeklinde ifade etti.
“Silahlı kuvvetler içerisinde her zaman darbeci bir ideoloji vardı”
Silahlı kuvvetler içerisinde her zaman darbeci bir ideoloji olduğunun altını çizen Tarhan, bu ideoloji nedeniyle 15 Temmuz’un yaşandığını söyledi. “2000’li yıllarda AK Parti iktidara geldikten sonra rektörler ‘Ordu Göreve’ sloganıyla yürüyüş yaptılar Ak Parti iktidara seçildikten sonrada darbe planları vardı ama bu sadece rektörlerin yaptığı bir şey değildi aynı zamanda silahlı kuvvetlerde bu projenin bir parçasıydı. Silahlı kuvvetlerin içerisinde her zaman darbe ideolojisi vardı ve bu nedenle 15 Temmuz yaşandı. Daha önce ergenekoncu kadrolarla ittifak ederek darbe yapan FETÖ örgütü 15 Temmuz’da Atlantikçi kadrolarla ittifak ederek darbe yaptı” dedi.
Okunma : 2949
ÜHA
İlgili
07 Mart 2019
"Kişisel Haberler" içerisinde
